Sağlıklı Beslenme

Diyabet Nedir? Şeker Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Birçok insan diyabeti “şeker hastalığı” olarak tanır. Ancak bu, konunun sadece bir yönüdür. Diyabet ya da diabetes mellitus, kan dolaşımında yüksek glikoz (şeker) seviyeleri ile karakterize edilen kronik bir hastalıktır.

Diyabet nedir?

Diyabet, genellikle “şeker hastalığı” olarak bilinse de, bu hastalığın daha geniş bir tanımı vardır. Kelime kökeni Yunanca “sifon” (sıvı akan ikiye bükülü bir tüp) ve Latince “mellitus” (bal gibi tatlı) kelimelerinden gelmektedir. Bu isim, hastalığın belirtilerini doğru bir şekilde ifade eder: sürekli susama ve sık idrara çıkma gibi belirtiler, pankreasın yetersiz insülin üretmesi veya vücudun insülin direncinden kaynaklanmaktadır. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için, vücudumuzdaki glikozun kaynaklarını, kullanımını ve insülinle nasıl düzenlendiğini bilmemiz gerekir.

Diyabet belirtileri nelerdir?

Diyabetin en yaygın erken belirtisi artan susuzluk hissi ve sık idrara çıkmadır. Bu belirtiler genellikle yüksek kan glikoz düzeyi (hiperglisemi) ile ilişkilidir.

Diyabetin genel belirtileri şunlardır:

  • Artan açlık
  • Artan susuzluk
  • Kilo kaybı
  • Sık idrara çıkma
  • Bulanık görme
  • Aşırı yorgunluk
  • İyileşmeyen yaralar

Ayrıca erkeklerde cinsel istekte azalma ve erektil disfonksiyon (ED) gibi semptomlar ortaya çıkabilirken, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonları, maya enfeksiyonları ve kuru, kaşıntılı cilt lezyonları görülebilir.

Diyabet tipleri nelerdir?

Diyabetin birkaç türü vardır, ancak en yaygın iki tür şunlardır:

  • Tip 1 Diyabet
  • Tip 2 Diyabet

Tip 1 diyabet nedir?

Genellikle 30 yaşından önce başlayan bu tip diyabet, normal kilolu bireylerde aniden ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, pankreasın beta hücrelerine saldırarak onları yok eder, bu nedenle pankreas yeterli miktarda insülin üretemez. Çoğunlukla çocukluk döneminde başlasa da yetişkinlerde de görülmesi mümkündür. Tip 1 diyabet, kilo vererek veya diyetle kontrol altına alınamayacak ciddi bir hastalıktır. Bu hastalar, kan şekeri seviyesinin tehlikeli noktalara ulaşmaması için her gün birkaç kez insülin iğnesi yapmak zorundadır.

Tip 1 diyabet belirtileri nelerdir?

Tip 1 diyabetin belirtileri genellikle ani ve bazen korkutucu bir şekilde ortaya çıkar. İnsülin üretimi düşeceğinden, glikoz vücut hücrelerine taşınamaz; bu da kan dolaşımında birikmesine neden olur. Kan şekerinin artışı, aşırı susuzluk hissine ve sık idrara çıkmaya yol açar. Vücut daha fazla enerji üretmek için yağ dokularını parçalamaya başlar, bu da keton adı verilen kimyasalların oluşmasına ve bu durumun kandaki asit seviyesini yükseltmesine neden olur (ketoasidoz). Belirtileri şunlardır:

  • Aşırı susama ve idrara çıkma
  • Dehidrasyon
  • Kilo kaybı
  • Mide bulantısı, kusma
  • Açlık hissi
  • Deride kuruma ve kızarma
  • Hızlı soluk alıp verme
  • Karın ağrısı
  • Zihin bulanıklığı

Belirgin belirtilerinden biri, nefesin meyve ya da aseton kokmasıdır. Diyabetik ketoasidoz, derhal tıbbi müdahale gerektiren bir duruma işaret eder.

Tip 2 diyabet nedir?

Diyabet vakalarının %90-95’ini oluşturan bu tip, genellikle kilolu bireylerde yaş ilerledikçe ortaya çıkar. Beta hücreleri insülin üretmeye devam etse de, ya miktarı azalır ya da vücut hücreleri insüline direnç gösterir.

Tip 2 diyabet hastalarının çoğu obezdir ve bu hastalık genellikle yavaş ilerleyerek erişkinlikte tanı alır. Ancak çocuklarda obezitenin artışıyla bu hastalık daha yaygın hale gelmektedir. Tip 2 diyabet genellikle insülin tedavisi gerektirmeksizin, sağlıklı beslenme, egzersiz ve kilo kaybı ile kontrol altına alınabilir. Yine de birçok hasta zamanla insülin tedavisine ihtiyaç duyabilir.

Tip 2 diyabet belirtileri nelerdir?

Tip 2 diyabet genellikle yıllar içinde yavaşça gelişir ve başlangıçta belirtiler fark edilmeyebilir. Çoğu kişi, yüksek glikoz seviyeleri nedeniyle düzenli laboratuvar testlerinde bu durumu öğrenir. Kan glikoz seviyesinin artışı, aşağıdaki belirtilere neden olabilir:

  • İdrara çıkma sıklığının artması
  • Artan susuzluk ve sıvı alımı
  • İleri aşamalarda açlık hissi
  • Yemek miktarı artmasına rağmen kilo kaybı
  • Bulanık görme
  • Yorgunluk ve bitkinlik
  • Tekrarlayan vajinal mantar enfeksiyonları

Bu belirtiler genellikle geçici olup, kan glikozu kontrol altına alındığında kaybolur. Bazı hastalarda periferik nöropati veya kalp hastalıkları gibi komplikasyonlar da görülebilir. Bu komplikasyonlar kontrol edilebilir, ancak tedavi edilmez.

Bir başka olası başlangıç belirtisi, (ketonik olmayan) hiperozmolar hiperglisemi sendromudur. Bu durum, ciddi bir hastalık veya enfeksiyon stresinin kan glikozunu aşırı derecede artırması ile ilişkili olabilir. Belirtileri arasında ağız kuruluğu, artan açlık, mide bulantısı veya kusma gibi durumlar yer alır. Ciddi susuzluk ve zihinsel bulanıklık, bilinç kaybına kadar varan sonuçlar doğurabilir. Acil müdahale gerektiren bir durumdur.

Diyabet tedavisi nasıl yapılır?

Diyabet gibi kronik bir hastalığa yakalandığınızı öğrendiğinizde moral bozukluğu yaşayabilirsiniz. Ancak diyabetin iyi tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu bilmek önemli bir avantajdır. Çevrenizdeki birçok İnsanın da benzer durumlarla başa çıktığını görmek sizi rahatlatabilir. Ayrıca diyabet üzerine yapılan araştırmalar, gelecekte yeni tedavi yöntemlerinin bulunacağının umudunu taşımaktadır.

Diyabet tedavisinin amacı

Diyabet tedavisinin temel hedefi, kan şekeri ve diğer risk faktörlerini (kolesterol, tansiyon vb.) kontrol altında tutarak uzun vadede komplikasyonların önüne geçmektir. Bu hedefe ulaşmanın ne kadar mümkün olacağı ise bireylerin yaşına, kilolarına, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarına, çalışma programlarına, geçmiş sağlık sorunlarına ve diyabet türüne bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Kişisel bir tedavi planı oluşturmak ve bu planı kararlılıkla uygulamak gerekmektedir. Bu, pek çok diyabet hastası için düzenli kan şekeri izleme, diyet kısıtlamaları, kilo kaybı ve ilaç kullanımı anlamına gelmektedir.

Son güncellenme tarihi: 27 Mayıs 2020

Yayınlanma tarihi: 06 Kasım 2015

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir