Sağlıklı Beslenme

Yaz Aylarında Aşırı Terleme ve Çözüm Yolları

Aşırı terleme, hem sosyal yaşamı hem de bireyin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumdan kurtulmak için aşırı terlemenin önlenmesinde kullanılan tedavi yöntemleri mevcuttur. Anadolu Sağlık Merkezi uzmanları, aşırı terleme ve bunun tedavisi hakkında sorularımızı yanıtladı.

Aşırı sıcak havalarda, kış aylarına göre daha fazla ter çıkarmaya başlarız. Terlemek aslında son derece doğal ve sağlığımız için gereklidir. Ancak, aşırı terleme bazı sorunlara yol açabilir ve günlük yaşamı ile iş hayatını etkileyebilir. Anadolu Sağlık Merkezi uzmanlarına bu konu hakkında sorular sorduk.

Aşırı terleme nedir ve nedenleri nelerdir?

Aşırı terleme, ter bezlerinin normalden fazla ter üretmesi durumudur. Ter bezleri vücutta yaygın olarak bulunur; ancak en çok el, ayak tabanları ve alın bölgesinde yoğunlaşır. Bu bezlerin temel işlevi, cildi nemlendirmek ve vücut ısısını dengelemektir. Vücutta toplamda 2 ile 4 milyon ter bezi bulunur ve bu bezler ortalama olarak saatte 3, günde 10 litre ter üretir. Bu terin buharlaşması, vücudun aşırı ısınmasını engeller. Aslında, ter renksiz ve kokusuzdur; PH değeri ise 5 ile 6 arasında değişir. El, ayak ve koltuk altındaki terleme genellikle heyecan ve stres durumlarında artar. Ayrıca, diyabet ve tiroid hastalıkları gibi sistemik rahatsızlıklar genel vücut terlemesine yol açabilir.

Aşırı terleme nasıl önlenir? Aşırı terleme tedavi yöntemleri nelerdir?

1- Antiperspirantlar

Alüminyum içeren antiperspirantlar, başlangıç tedavisinde tercih edilmelidir. Alüminyum tuzları, ter bezi kanallarında birikerek terlemeyi bloke eder. Zamanla terleme azalabilir ve tedaviye ihtiyacı kalmayabilir. Bu ürünlerin en önemli yan etkisi tahrişe yol açmasıdır. Özellikle koltukaltlarında tahriş yapma olasılığı yüksektir. Bu yan etkiler, kullanma sıklığının azaltılması veya kızarıklık ve tahrişi önlemeye yönelik ilaçların (örneğin kortizonlu pomadlar) kullanımı ile önlenebilir. Antiperspirantlar, yatmadan 7 ile 10 saat önce uygulanmalıdır. İlk hafta her gün, sonrasında ise haftada bir uygulama ile 3 hafta içinde sonlandırılmalıdır.

2- İyontoforezis

İyontoforezis, yaklaşık 50 yıllık bir geçmişe sahip bir tedavi yöntemidir. Mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, deriye su aracılığıyla elektrik akımı verilerek terlemenin azaltılması sağlanır. Her seans 15-20 dakika sürmekte olup, başlangıçta haftada 2-3 seans yapılmakta, daha sonra hastanın yanıtına göre seans aralıkları 1-3 hafta olarak ayarlanmaktadır.

3- Sistemik tedavi:

Ağız yoluyla alınan antikolinerjik ilaçlar, terlemeyi azaltabilir; ancak bu tedavi yöntemi sık tercih edilmemektedir. Bu ilaçların ağız kuruluğu, uykusuzluk ve bulanık görme gibi yan etkileri bulunmaktadır.

4- Botulinum toksin tedavisi:

Botulinum toksini (BoNT-A) ile tedavi, lokal anestezi altında yapılarak estetik bir müdahale olarak uygulanır. Botulinum toksini, bir bakteri tarafından üretilen ve yedi farklı türü bulunan bir toksindir. Bu toksin, sinir uçlarında geçici felç oluşturarak terlemeyi önler. Kozmetik alanda kırışıklıkların azaltılmasında, bazı nörolojik kas spazmlarının ve baş ağrılarının tedavisinde, şaşılık tedavisinde ve son yıllarda terleme tedavisinde de kullanılmaktadır. El ve ayak terlemeleri için uygulama genellikle ağrılı olduğundan, daha detaylı sinir bloklarına ihtiyaç duyulabilir; koltukaltı uygulamalarında ise ağrıyı azaltacak kremler yeterlidir. Botulinum toksininin terleme üzerindeki etkisi 4 ile 5 ay sürer ve uygulama sonrası terlemenin hasta için sosyal yaşamını rahatlatacak seviyede azaldığı görülmektedir.

Botoks hangi durumlarda uygulanmaz?

BoNT, insan albuminine karşı alerjisi olan kişilerde uygulanmamaktadır. Multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklarda kas gücünü artırabileceğinden botoks uygulaması sakıncalıdır. Hamilelerde ve emziren annelerde kullanılmamalıdır. Sistemik bir hastalığı bulunan kişilere de BoNT uygulanmamalıdır. Botulinum toksini, diğer bazı ilaçların kas gevşetici etkilerini artırabileceği için birlikte kullanılmamalıdır. Enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon, kanama bozuklukları veya kan sulandırıcı ilaç kullanımı olan kişilerde botoks uygulaması risk taşımaktadır. Botulinum toksin uygulamalarında kesin bir yaş sınırı yoktur; ancak estetik amaçla uygulamaların yetişkin yaşlarda yapılması daha uygundur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir