
Kemik Tümörleri | Anadolu Sağlık Merkezi
Tümör, kontrolsüz şekilde bölünen vücut hücrelerinin belirli bir doku ve/veya organ içerisinde topluca büyüyerek oluşturduğu kitle veya şişliktir. Çoğu kemik tümörünün nedeni bilinmemektedir. Büyüyen tümörler, sağlıklı dokulara yayılarak bu dokuların anormal olanlarla yer değiştirmesine ve kemiğin zayıflayarak patolojik kırıklara yol açmasına neden olabilir. Gerekli önlemler alınmazsa, saldırgan tümörler geliştiği organ sistemi içinde işlevsel yetersizliğe ve tüm vücut metabolizmasını etkileyerek hayatı tehdit eden durumlar oluşturabilir.
Çoğu kemik tümörü iyi huyludur; ancak bazıları kötü huylu olabilir. Nadir durumlarda enfeksiyon, stres kırığı ve diğer tümör dışı durumlar tümöre benzer belirtiler gösterebilir.
İyi huylu tümörler, yaşamı tehdit etmez. Ancak kötü huylu olanlar vücutta metastaz yapabilirler; kanserli hücrelerin bulundukları doku dışına sıçramasına metastaz (yayılma) denir.
Kemikte başlayan kanser (birincil – primer) ile başka organlardan kemiğe yerleşen (ikincil- sekonder) kanserler birbirinden farklıdır. Tümör gelişimi ve tahribatı, tümoral hücrelerin biyolojik davranışlarına bağlıdır. Bazı kemik tümörleri yalnızca tesadüfen tespit edilebilirken, diğerleri hastaya pek çok rahatsız edici belirti verebilir.
Kemik Tümörlerinin Tipleri
Kötü huylu (malign) seyreden tümörler
Metastatik Kemik Tümörleri: Kemiğe başka organlardan sıçrayan kötü huylu tümörlerdir. Hastalar genellikle dinlenmekle geçmeyen ağrı veya patolojik kırık şikayetleriyle başvururlar. Prostat, akciğer ve meme kanserleri kemiklere en sık metastaz yapan türlerdir.
Multipl Miyelom: En sık görülen birincil kemik kanseridir ve kemik iliğinin kötü huylu tümörüdür. Her yıl milyonda 20 kişinin ölümüne neden olabilir ve genellikle 50-70 yaş arası hastalarda görülür.
Osteosarkom: İkinci en sık görülen kemik kanseridir. Ergenlik dönemi ve diz bölgesinde sıkça ortaya çıkar; her yıl milyonda 2-3 kişide görülmektedir. Daha az sıklıkla kalça ve omuzda da görülebilir.
Ewing sarkomu: Genellikle 5-20 yaş arası görülür ve geniş yumuşak doku kitlesi ile birlikte kemik harabiyeti oluşturur. En sık üst ve alt ekstremite, pelvis ve kaburga kemiklerinde görülmektedir.
Kondrosarkom: Genellikle 40-70 yaş arasında kalça, pelvis ve omuz bölgelerinde kitle oluşturan bir kemik tümörü türüdür.
İyi Huylu (benign) seyreden tümörler
En sık görülenler;
- Non-osssifying fibroma
- Basit kemik kisti
- Osteokondrom
- Dev hücreli tümör
- Enkondrom
- Fibröz displazi
Kemik Tümörü Belirtileri Nelerdir?
Tümörlü hastalarda görülen ağrı genellikle künt ve sürekli (istirahat halinde de devam ederek); aktivite ile ilgili değildir ve sıklıkla gece şiddetlenir.
Bu ağrı travmaya bağlı değildir; fakat travma sonrası ağrı artabilir. Patolojik kırıklar zayıflayan kemikte görülmekte olup, bu da ağrıyı artırır. Bazı tümörler ateş ve gece terlemelerine yol açabilir. Ayrıca, bazen belirtileri olmadan da kitle olarak tespit edilebilirler. Ayak bileği travmaları gibi durumlarda, yapılan filmlerde bazı tümörler rastlantısal olarak ortaya çıkabilir.
Kemik Tümörü Tanısı Nasıl Konur?
Yukarıda belirtilen belirti ve/veya şikayetlerden bazıları var ise, bir hekime başvurmanız uygun olacaktır. Tıbbi açıdan tetkik ve değerlendirmelerin yapılması size yardımcı olacaktır.
Tıbbi Öykü
Hekim, sizden ayrıntılı bir tıbbi öykü alacaktır. Bu öykü, aldığınız ilaçlardan geçmiş tüm hastalıklarınıza kadar tıbbi geçmişinizin tüm ayrıntılarını içerecektir.
Fizik Muayene
Doktorunuz detaylı bir fizik muayene yapacaktır. Eğer tümör veya tümör şüphesi varsa, kitlenin büyüklüğü, hareketliliği, yapışıklığı ve eklemlerle olan ilişkisini inceleyecektir. Gerekirse, diğer sistemler ile ilgili muayeneler de yapabilecektir.
Görüntüleme
Doktorunuz şikayetiniz olan vücut bölgesi için “direkt” grafi adı verilen basit bir görüntüleme isteyecektir. Kemik tümörleri dâhil, değişik kemik patolojileri direkt grafide farklı görüntüler oluşturabilirler. Bazıları aşırı kireçlenme (kemik yapımı) bazıları ise kemikte erime gösterebilir. Bazen de bu iki durum bir arada karşımıza çıkabilir. Bu grafiler radyoloji bölümünden alınacak bir rapor, hekimin muayene sonuçları ve gerekli laboratuvar tetkik sonuçları ile birlikte değerlendirilecektir.
Bazı durumlarda, direkt grafiler problemin nedenini aydınlatmak için yeterli olmayabilir ve hekimler ileri görüntüleme tekniklerine başvurabilirler; bunlar bilgisayarlı tomografi, MRI, kemik sintigrafisi, PET tarama ve akciğer tomografisini içerir. Kemiksel ayrıntıları görmede tomografi, yumuşak doku yayılımı veya tümörün yayılması için ise MRI kullanılır. Kemik sintigrafisi ise metastaz durumu hakkında bilgi verir.
Testler
Tam kan ve/veya idrar testi gerekebilir. Biyopsi diğer bir örnek alma yöntemi olup esas cerrahi müdahalenin yapılacağı sağlık merkezinde uzman bir ortopedik onkolog tarafından yapılmalıdır. Örnek alınacak dokuya göre biyopsi seçenekleri iğne biyopsisi veya açık biyopsi şeklinde olabilir. Biyopsi kadar patoloğun deneyimi de büyük önem taşır. Alınan örnek, hücresel inceleme ve gerekli boyama testleri için patoloji bölümüne gönderilecektir.
İyi Huylu Kemik Tümörlerinin Tedavisi
İyi huylu kemik tümörlerinin tedavisi, tümörün tipine ve hastanın yaşına göre değişir. Çoğu durumda gözlem yeterlidir. Bazı durumlarda tıbbi tedavi ile ağrı azaltılabilir; bazıları da zamanla kendiliğinden kaybolabilir (özellikle çocuklarda).
Bazı iyi huylu tümörlerin kötü huyluya dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda yakın klinik gözlem gerekli olabilir. Bazı durumlarda doktor, tümörün çıkarılmasını (eksizyon) önerebilir; bu olası patolojik kırıkları önler. Ancak bazı tümör türlerinde kitle çıkarılsa dahi tekrar oluşabilir (bu duruma nüks denir). Zamanla daha saldırgan hale gelen iyi huylu tümörlerden biri dev hücreli tümördür. Çoklu yerleşime sahip osteokondrom vakalarında kötü huyluya dönüşme olasılığı da bulunmaktadır.
Zamanla yukarıdaki farklı klinik seyirlerin oluşup oluşmadığını izlemek için hekim kontrolünde olmak en iyi yaklaşımdır.
Kötü Huylu Kemik Tümörlerinin Tedavisi
Kötü huylu kemik tümörü ile karşı karşıyaysanız, başka bir doktor ve/veya sağlık biriminden değerlendirme almanız önerilir. Kemik kanserlerinin tedavisi, bir sağlık ekibi tarafından yapılır; bu ekipte ortopedik onkolog, tıbbi onkolog, radyolog, radyasyon onkoloğu ve patolog bulunur. Bu tür durumlarda ekip, kanseri yenmek ve ilişkili organ/uzvu korumak amacı güder. Hastanın durumu değerlendirildikten sonra, hekimler cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi) ve ışın tedavisi (radyoterapi) gibi çeşitli tedavi seçeneklerini bir arada kullanabilirler. Tedavi yaklaşımında tümörün biyolojik davranışı (tipi) ve evresi (metastaz varlığı) önemli rol oynar.
Ekstremite Koruyucu Cerrahi
Hekiminiz cerrahi tedavi gerekli ise, uygulanacak yöntem tümör odağının boşaltılması veya tümör dokusunun etrafındaki sağlıklı (geniş en-bloc rezeksiyon) dokuyla birlikte çıkarılması olabilir. Amaç, onkolojik tedaviden sonra uzvun işlevselliğini sağlamaktır. Rekonstrüktif cerrahi yöntemleri (protez, kemik greftleri ve biyolojik rekonstrüksiyon) sıkça kullanılmaktadır.
Radyoterapi
Bazı kötü huylu kemik tümörleri ışın tedavisine duyarlıdır ve tek başına ya da diğer tedavilerle birlikte kullanılabilir.
Kemoterapi
İlaç tedavisi, hastalığın biyolojik davranışına bağlı olarak değişik etkiler gösterebilir; genellikle cerrahi öncesi veya sonrası uygulanır.
Tedavi Sonrası Takip Nasıl Olmalı?
Tedavi sonrası takip, hastanın durumu açısından oldukça önemlidir. Hastanın takibi, başlangıçta kısa süreli aralıklarla, ardından yıllar boyunca devam edilmelidir. Bu yöntem, hastalığın tekrarlamasını veya diğer organlara yayılmasını erken dönemde tespit ederek gereken tedavi planının yapılmasını sağlar. Ayrıca, bu dönemde hastaya psikolojik destek sağlanmalı ve sosyal yaşantısına dönmesine yardımcı olunmalıdır.
Kemiklerin birincil kötü huylu tümörlerinin dışında, akciğer, meme, tiroid ve prostat kanserleri metastaz yoluyla kemikte tümör oluşumuna neden olabilir. İleri yaştaki bireylerde ve özellikle bir organında kötü huylu tümör bulunan kişilerde, oluşan kemik ağrıları dikkatlice incelenmelidir.
Son güncellenme tarihi: 11 Ağustos 2023
Yayınlanma tarihi: 11 Ağustos 2023