AIDS (HIV) Belirtileri ve Bulaşma Yolları Nelerdir?
İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV), edinilmiş bağışıklık yetersizliği sendromuna (AIDS) yol açan bir virüstür. HIV, T hücrelerini hedef alarak bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu durum, vücudun en basit hastalıklarla bile mücadele edememesi anlamına gelir. HIV’e yakalanmak, çoğu zaman hiçbir belirti göstermeden gerçekleşebilir. Test yaptırmak ve erken tedaviye başlamak, daha uzun bir yaşam sürme şansınızı artırır.
AIDS (HIV) Nedir?
HIV, insan bağışıklık yetersizliği virüsü anlamına gelir. Bu virüs bağışıklık sisteminin hücrelerine saldırarak onları enfekte eder ve yok eder. Bağışıklık sistemi zayıfladıkça, diğer hastalıklar karşısında direnci azalır. HIV, geri dönüşlü genetik yapı özelliği nedeniyle retrovirüs olarak adlandırılır. AIDS, HIV enfeksiyonunun en ileri aşamasıdır ve AIDS hastalarında belirli beyaz kan hücrelerinin sayısı oldukça düşüktür. Tedavi edilmeden geçen yaklaşık on yıl sonunda HIV enfeksiyonları AIDS’e dönüşebilir.
HIV ile AIDS arasındaki temel fark, HIV’in bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüs olmasıdır. AIDS, HIV enfeksiyonunun sonucunda bağışıklık sisteminin ciddi şekilde zarar gördüğünde ortaya çıkan bir durumdur. Eğer HIV ile enfekte değilseniz, AIDS olmanız imkansızdır. HIV’in etkilerini azaltmaya yardımcı olan tedavi sayesinde, HIV pozitif bireylerin çoğu AIDS’e ilerlemeyebilir. Ancak tedavi edilmediğinde, HIV taşıyan neredeyse herkes, zamanla AIDS’e yakalanma riski taşır.
AIDS (HIV) Belirtileri Nelerdir?
HIV ve AIDS’in belirtileri, bireyden bireye ve enfeksiyonun aşamasına göre değişiklik gösterir. Birincil enfeksiyon evresine akut HIV denir. HIV ile enfekte olan bazı kişiler, virüs vücuda girdikten sonra 2 ila 4 hafta içinde grip benzeri belirtiler yaşayabilir. Bu evre birkaç gün ile birkaç hafta sürebilir. Bazı kişilerde semptom görülmeyebilir. Olası semptomlar şunlardır:
- Ateş
- Baş ağrısı
- Kas ve eklem ağrıları
- Döküntü
- Boğaz ağrısı ve ağız yaraları
- Boyundaki lenf bezlerinin şişmesi
- İshal
- Kilo kaybı
- Öksürük
- Gece terlemeleri
Bu belirtiler o kadar hafif olabilir ki fark edilmeyebilir. Ancak kan dolaşımındaki virüs miktarı yüksektir. Bu aşamada HIV, hâlâ bağışıklık sisteminin beyaz kan hücrelerinde mevcuttur. Bu süreçte, birçok bireyde HIV’in neden olduğu belirgin semptomlar görülmez ve bu evre, antiretroviral tedavi (ART) almayan kişiler için yıllarca sürebilir.
Virüs çoğaldıkça ve bağışıklık hücrelerini yok ettikçe, hafif enfeksiyonlar veya diğer uzun vadeli belirtiler gelişebilir:
- Ateş
- Tükenmişlik
- Şişmiş lenf bezleri
- İshal
- Kilo kaybı
- Ağız mantarı enfeksiyonu (pamukçuk)
- Zona
- Akciğer iltihaplanması
Daha etkili antiviral tedavi yöntemleri, AIDS’e bağlı ölümleri önemli ölçüde azaltmıştır. Bu tedaviler sayesinde HIV pozitif bireylerin çoğu AIDS’e yakalanmaz. AIDS, bağışıklık sisteminin ciddi anlamda hasar gördüğünü ve bu nedenle fırsatçı enfeksiyonlar veya kanserler gibi hastalıklara daha kolay yakalanma riskinin fazla olduğunu gösterir. Bazı kişiler, hastalığın akut evresinde fırsatçı enfeksiyon kapabilir. Bu enfeksiyonların belirtileri şunlardır:
- Terlemeler
- Titreme
- Tekrarlayan ateş
- Devam eden ishal
- Şişmiş lenf bezleri
- Dilde veya ağızda sürekli beyaz lekeler
- Sürekli yorgunluk
- Zayıflık
- Hızlı kilo kaybı
- Ciltte döküntü veya şişlik
AIDS (HIV) Nasıl Bulaşır?
HIV; sperm, vajinal sıvı, anal mukus, kan ve anne sütü yoluyla bulaşır. Virüs, ciltteki yaralar veya mukozal yüzeyler aracılığıyla vücuda girebilir. HIV şu yolla bulaşabilir:
- Cinsel ilişki
- Uyuşturucu, piercing veya dövme için iğne paylaşımı
- Vücutta açık kesiklere veya yaralara HIV bulaşmış kan, sperm veya vajinal sıvının girmesi
HIV, hamilelik, doğum veya emzirme sırasında bebeklere de geçebilir. HIV taşıyan bir hamile kişi, bebeğinin bu virüsü kapma olasılığını azaltmak için tedavi alabilir. Bununla birlikte, HIV tükürük yoluyla yayılmaz. Dolayısıyla, öpüşmek, yiyecek veya içecek paylaşmak ya da aynı çatal veya kaşığı kullanmak yoluyla HIV kapmak mümkün değildir. Ayrıca, HIV sarılmak, el ele tutuşmak, öksürmek veya hapşırmakla da bulaşmaz.
AIDS (HIV) Neden Olur?
AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu), genellikle uzun süreli, tedavi edilmemiş HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) enfeksiyonundan kaynaklanır ve bu süreç yaklaşık on yıl sürebilir. HIV vücuda girdiğinde, bağışıklık sisteminin T hücrelerini hedef alır ve zayıflatarak vücudu dış patojenlere karşı koruma yeteneğini azaltır. Bu durum, tedavi edilmesi zor olan ağır fırsatçı enfeksiyonlar ve diğer karmaşık hastalıkların gelişmesine yol açar.
HIV, RNA genetik materyaline sahip bir retrovirüstür. Retrovirüsler, genomik materyallerini DNA’ya dönüştürme yeteneğine sahiptir; bu, konak hücresinin kromozomlarına entegre olmalarına yardımcı olur. Virüs, bu süreçte hücre mekanizmalarını ele geçirirken çoğulurlar.
AIDS (HIV) Tanısı Nasıl Konur?
HIV tanısı kritik öneme sahiptir. Eğer enfekte bireyle hemen HIV tanısı konulursa ve etkili antiviral ilaçlar alırsa, bu durumda virüsün AIDS aşamasına geçmesi engellenebilir. Şu anda, oldukça etkili ve hızlı üç HIV tanı testi bulunmaktadır:
- Antijen/antikor testleri, en hızlı ve en doğru HIV test yöntemleridir. Doktor, bir kan örneği alarak p24 antijeni adı verilen viral bir protein ve antikorları test edecektir. Bu yöntem, vücudun virüsle savaşmak için henüz antikor üretmediği ilk 18-45 gün içinde HIV’i tespit edebilir.
- Anti-HIV antikor testleri, kan örneklerinde HIV antikorlarını tespit eder. Bu tespit yöntemi, enfeksiyonun ilk 23-90 gününden sonra uygulanabilir.
- Nükleik asit testleri (NAT’ler), kan örneğindeki HIV’in genetik materyalini tespit etmek için kullanılır. Doktorlar, bu yöntemi genellikle tedavi sonuçlarını değerlendirmek amacıyla tedavi öncesi ve sonrası takip testi olarak kullanıyor. Ancak bu testler, şüpheli enfeksiyonlar için veya HIV pozitif annelerden doğan bebekleri taramak için uygulanmaz. Şüpheli enfeksiyonun ilk 10-33 gününden sonra kullanılmaya uygundur.
AIDS (HIV) Nasıl Tedavi Edilir?
Virüsün çoğalmasını durdurmak amacıyla ilaçlarla tedavi edilir. Bu tedaviye antiretroviral tedavi (ART) denir. Geçmişte, HIV enfeksiyonu olan kişiler CD4 sayıları düştükten veya HIV komplikasyonları geliştikten sonra ART almaya başlarlardı. Günümüzde ise, CD4 sayıları hâlâ normal olsa bile HIV enfeksiyonu olan herkese tedavi önerilmektedir.
Tedavi yöntemleri iki şekilde uygulanabilir:
- Tedaviye yeni başlayan hastalara hap verilir.
- Viral yükü saptanamayan veya en az 3 aydır viral olarak baskılanmış kişilere aşı yapılabilir. Aşılar aylık veya iki aylık periyotlarla uygulanabilir.
Kandaki virüs seviyesinin (viral yük) düşük tutulduğundan emin olmak için düzenli kan testleri gerekmektedir. Tedavinin amacı, kandaki HIV virüsünü testin tespit edemeyeceği kadar düşük bir seviyeye indirmektir. Bu, “tespit edilemeyen viral yük” olarak adlandırılır. Tedaviye başlamadan önce CD4 sayısı düşükse, genellikle yavaş bir iyileşme süreci gözlemlenir. Bağışıklık sistemi iyileştikçe, HIV’in neden olduğu komplikasyonlar da genelde ortadan kalkar.
Son güncellenme tarihi: 10 Eylül 2024
Yayınlanma tarihi: 31 Mart 2023