
Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı: Nedir, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı, yeni doğan bebeklerin yaklaşık %5’inde meydana gelmektedir. Özellikle doğumdan birkaç hafta sonra gözyaşı kanal tıkanıklığı belirtilerinin ortaya çıktığını vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “Bebeklerde göz sulanmasının en sık nedeni gözyaşı kanal tıkanıklığıdır; ancak başka sebepler de bulunmaktadır. Bunların en önemlisi doğumsal glokom, yani göz tansiyonudur. Doğumsal glokom, kanal tıkanıklığına nazaran çok daha ciddi bir durumdur. Ayrıca, kanalı tıkayan basit doğumsal bozuklukların yanı sıra tümörler ve kistler de göz önünde bulundurulmalıdır” açıklamasında bulundu. Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz’ın önerilerine dikkat etmenizi tavsiye ederiz…
Gözyaşı sisteminin yapıları gebeliğin 5. haftasında, gözyaşı kanalı ise gebeliğin 8. haftasında oluşmaya başlar. Bu oluşum süreci gebelik boyunca devam eder. Gözyaşı, gözyaşı bezinde üretildikten sonra küçük kanalcıklar aracılığıyla keseye dolar ve gözyaşı kanalı ile burun boşluğuna akarak ulaşır. Göz kapak kaslarının kasılması, gözyaşının burun boşluğuna akmasını sağlamak için pompa etkisi yaratır. Bu sistemin herhangi bir yerindeki tıkanıklık, göz sulanmasına yol açar…
Göz Yaşı Kanal Tıkanıklığı: Doğumsal glokom da göz muayenesinde değerlendirilmelidir
Yeni doğan bebeklerde gözyaşı tıkanıklığı, sistem boyunca herhangi bir noktada meydana gelebilmekte; özellikle de gözyaşı kanalının buruna açıldığı bölgede sıklıkla görülmektedir. Şikayetler genellikle doğumdan sonraki birkaç hafta içinde başlar. İlk belirti genellikle sulanma olur. Ancak durum ilerledikçe, halk arasında çapaklanma olarak adlandırılan sarı renkte bir akıntı da ortaya çıkabilir. Bebeklerde göz sulanmasının en yaygın nedeni gözyaşı kanal tıkanıklığı olmasına rağmen, başka sebepler de bulunmaktadır. Bunların en önemlisi doğumsal glokomdur. Ayırıcı tanıda mutlaka değerlendirilmeli ve dikkate alınmalıdır. Doğumsal glokom, kanal tıkanıklığına göre çok daha ciddi bir problemdir. Ayrıca, kanalı tıkayan basit doğumsal bozuklukların yanı sıra tümörler ve kistler de göz önünde bulundurulmalıdır.
Göz Yaşı Kanal Tıkanıklığı: Tedavi, göz sulanmasının sebebine göre uygulanmalıdır
Teşhis, dikkatli bir muayene ile başlar. Göz sulanmasının karakteri ve eşlik eden belirtiler, büyük ölçüde fikir verir. Gerekirse, bebeğin uyutularak muayenesi, göz tansiyonu ölçümü, korneanın çapı ölçümü ve gözyaşı yollarının görüntülenmesi gibi ek incelemelere başvurulabilir. Tedavi, sulanmanın sebebine göre belirlenmelidir. Sıklıkla, doğumsal kanal daralması veya tıkanıklığı en yaygın nedenlerdir, bu sebeple tedavi iki ana gruba ayrılır. Başlangıçta, girişimsel olmayan tedavi önerilir; bu tedavide ana amaç gözyaşı kesesine masaj yaparak kese içindeki basıncı artırmak ve bu sayede tıkanıklığın olduğu bölgedeki zarı açmaktır. Uygun masaj ile pek çok durum 1 yaşına kadar düzelmektedir. Masaj dışında, gözdeki sulanma sarı akıntıya dönüşüyorsa enfeksiyon düşünülerek gerekli tedavi yapılmalıdır.
Göz Yaşı Kanal Tıkanıklığı: İlaç tedavisinden cerrahi girişime kadar tedavi seçenekleri mevcuttur
İkinci tedavi seçeneği, masaj ile bir yaşına kadar düzelmeyen bebeklerde veya 1 yaşından küçük, fakat kontrol edilemeyen gözyaşı yolları enfeksiyonu durumlarında gözyaşı yollarının sondalanması işlemidir. Bu işlem, genel anestezi altında yapılmakta ve kısa süreli bir süreçtir. Bebeğin uzun süre anestezi alması gerekmez. İşlem önemli ölçüde başarılı sonuçlar vermektedir.
Sadece basit kanal tıkanıklığı dışında kalan sulanma sebeplerinin tedavisi tamamen nedene yöneliktir. Doğumsal glokom, öncelikle önemle değerlendirilmesi gereken ciddi bir durumdur. Bu durumda, ilaç tedavisinden cerrahi girişimlere kadar pek çok farklı tedavi yöntemi uygulanabilir. Gözyaşı sistemini tıkayan tümör veya kist gibi durumlarda da yine sebebe yönelik tedavi yöntemleri devreye sokulmalıdır.
Göz Yaşı Kanal Tıkanıklığı: Tedavide gecikme yaşanmamalıdır
Kanal tıkanıklığı durumunda geç kalındığında, sık enfeksiyona bağlı birtakım komplikasyonlar gelişebilir. Ayrıca, sondalama işleminin başarı oranı 12-15 aydan sonra her geçen gün azalmaktadır. Erken teşhis yapıldığında, sondalama gibi basit bir işlem ile sorun çözülebilirken, bir yaş sonrasında daha büyük cerrahi müdahale gerektiren durumlar ortaya çıkabilmektedir. Doğumsal glokomun geç teşhisi de ciddi kalıcı görme kaybına yol açabilecektir.
Son güncellenme tarihi: 21 Şubat 2024
Yayınlanma tarihi: 21 Şubat 2024