Sağlıklı Beslenme

Purpura Nedir? | Anadolu Sağlık Merkezi

Purpura, deri altı veya mukozalarda ortaya çıkan, iğne ucu boyutundan birkaç santimetreye kadar değişebilen, kırmızı-mor renkli döküntülerin görüldüğü bir kanama türüdür. Bu lezyonlar cilde baskı yapıldığında solmaz, zira kılcal damarlardan sızan kan dokular arasında birikir. Genellikle vücudun alt bölgelerinde görülen purpura, yaygın durumlarda tüm vücuda yayılabilir. Daha çok çocuklarda görülen türleri olsa da, her yaştaki bireyleri etkileyebilir. Altta yatan sebepler bazen basit bir travma, bazen ise ciddi sistemik hastalıkların belirtisi olabilir. Bağışıklık sistemi hastalıkları, damar iltihapları veya pıhtılaşma bozuklukları, purpura gelişiminde etkili olabilir. Bu nedenle, purpurayı sadece ciltteki bir renk değişikliği olarak değerlendirmek yerine dikkatli bir şekilde ele almak gerekmektedir.

Purpura Belirtileri Nelerdir?

Purpura, ciltte morarmalar şeklinde kendini gösterir. Ancak altta yatan nedene bağlı olarak başka semptomlarla da birlikte görülebilir:

  • Ciltte kırmızı, mor veya kahverengi döküntüler
  • Döküntülerin üzerine bastırıldığında rengin solmaması
  • Aynı bölgede iğne ucu kadar küçük peteşi izleri veya daha büyük ekimozlar
  • Eklemlerde ağrı veya şişlik (özellikle HSP’de)
  • Karın ağrısı ve sindirim sistemi sorunları
  • İdrarda kan görülmesi (hematüri)
  • Ateş ve halsizlik gibi sistemik belirtiler

Purpura Çeşitleri Nelerdir?

Purpura, klinik olarak birçok alt türe ayrılabilir. Bazıları geçici ve zararsızken, bazıları ciddi tıbbi müdahale gerektirebilir:

  • Trombositopenik purpura: Kanda trombosit sayısının azalmasından kaynaklanır. İmmün Trombositopenik Purpura (ITP) bu grupta yer alır.
  • Non-trombositopenik purpura: Trombosit sayısı normaldir, ancak damar duvarlarındaki hasar nedeniyle gelişir.
  • Henoch-Schönlein Purpurası (HSP): Çocuklarda sık görülen, damar iltihabı ile ilişkili bir purpura türüdür.
  • Senil purpura: Genellikle yaşlı bireylerde cilt incelmesi ve damar zayıflığına bağlı zararsız morluklardır.
  • Travmatik purpura: Darbelere bağlı olarak gelişen geçici döküntülerdir.
  • İlaçlara bağlı purpura: Bazı antibiyotikler, aspirin veya kemoterapi ilaçları bu duruma yol açabilir.

HSP Hastalığı (Henoch-Schönlein Purpurası) Nedir?

Henoch-Schönlein Purpurası (HSP), küçük kan damarlarının iltihaplanması (vaskülit) ile karakterize bir hastalıktır ve en sık çocuklarda görülmektedir. Hastalık genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası tetiklenir ve bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucu ortaya çıkar. HSP, ciltte morumsu döküntülerle birlikte eklemleri, bağırsakları ve böbrekleri etkileyebilir.

Dermatolojik döküntüler genellikle bacaklarda, kalçalarda ve bazen kollarda yoğunlaşır. Otoimmün bir hastalık olduğundan, bağışıklık sistemi kendine ait damar yapısını hedef alarak iltihabi süreçleri başlatır. HSP’nin çoğu vakası kendiliğinden iyileşse de, bazen böbrek hasarı gibi ciddi komplikasyonlar da gelişebilir. Bu nedenle, tanı konulan hastaların düzenli olarak izlenmesi gereklidir. HSP, sistemik etkileri nedeniyle en dikkatle ele alınması gereken purpura türlerindendir.

HSP Hastalığı (Henoch-Schönlein Purpurası) Neden Olur?

Henoch-Schönlein Purpurası’nın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi ile inkişaf ettiği düşünülmektedir. Genetik yatkınlık da önemli bir faktör olabilir. Hastalık genellikle bir tetikleyici etken sonrasında ortaya çıkar. Tetikleyicilere örnek olarak şunlar verilebilir:

  • Üst solunum yolu enfeksiyonları (özellikle streptokok enfeksiyonları)
  • Bazı viral hastalıklar (örneğin grip, adenovirüs)
  • Bağışıklık sistemini etkileyen ilaçlar (antibiyotikler, antienflamatuvar ilaçlar)
  • Aşılar (özellikle kızamık, kabakulak gibi canlı aşılar sonrası nadir olarak görülür)
  • Soğuk hava ve mevsim değişiklikleri
  • Gıda alerjileri veya böcek ısırıkları

Bu tetikleyiciler, bağışıklık sistemini harekete geçirerek damar duvarlarında antikor birikmesine ve iltihaplanmaya yol açabilir. Sonuç olarak, damar geçirgenliği artar ve purpurik döküntüler oluşur. HSP’nin tetikleyicisi ortadan kalksa bile etkileri bir süre devam edebilir.

HSP Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

HSP genellikle kendiliğinden iyileşen bir hastalık olmasına rağmen, belirtilerin şiddeti ve sistemik etkilerine göre tedavi belirlenir. Hafif vakalarda yalnızca semptomları izlemek yeterliyken, daha ağır durumlarda tıbbi müdahale gereklidir. Tedavide izlenen temel yaklaşımlar şunlardır:

  • İstirahat: Cilt döküntüleri ve eklem ağrıları olan hastalarda istirahat önerilir.
  • Kortikosteroidler: Karın ağrısı, böbrek tutulumu veya şiddetli eklem iltihabı gibi durumlarda prednizolon gibi kortizonlu ilaçlar reçete edilebilir.
  • Böbrek fonksiyonlarının izlenmesi: İdrar testleriyle protein kaçağı veya kanama gibi bulgular kontrol edilmelidir.
  • Düzenli takip: Özellikle böbrek tutulumu olan hastalar uzun süreli izlenmelidir, zira bazı durumlarda ilerleyici böbrek hasarı gelişebilir.

HSP hastalarında genellikle tam iyileşme mümkündür; ancak tekrarlama riski göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavi sürecinin planlanmasında çocuk romatoloji veya nefroloji gibi uzmanlık alanlarından destek alınabilir.

Purpura Tedavisi Nasıl Yapılır?

Purpura tedavisi, bu cilt altı kanamalarının nedenine bağlı olarak belirlenir. Tedavi, yalnızca morlukların giderilmesi değil, aynı zamanda altta yatan hastalığın kontrol altına alınmasını da içerir. İlk olarak, purpuranın nedenini belirlemek gerekir. Bunun için hastanın ayrıntılı tıbbi öyküsü alınır, fizik muayene yapılır ve gerekirse tam kan sayımı, trombosit düzeyi, kanama zamanı, pıhtılaşma testleri, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri gibi laboratuvar analizlerine başvurulur. İmmünolojik veya sistemik bir hastalık şüphesi var ise ileri tetkikler de uygulanabilir.

Eğer purpura, basit travmalara bağlı olarak oluşmuşsa ve altında ciddi bir neden yoksa, tedavi genellikle gerekmez. Zamanla kendiliğinden iyileşir. Bu süreçte cilt bölgesi korunmalı, aşırı baskıdan ve darbeden kaçınılmalıdır. Ancak purpura, trombosit düşüklüğü nedeniyle gerçekleşmişse, altta yatan nedene göre özel bir tedavi süreci başlatılmalıdır. Örneğin, İmmün Trombositopenik Purpura (ITP) durumu söz konusuysa, kortikosteroidler, immünoglobulin tedavisi veya nadiren splenektomi (dalak alınması) gibi yöntemler uygulanabilir.

Henoch-Schönlein Purpurası gibi vaskülit türlerinde tedavi semptomlara göre değişir. Genellikle dinlenme, bol sıvı tüketimi ve gerekirse non-steroid anti-inflamatuar ilaçlarla (NSAID) ağrı kontrolü sağlanır. Şiddetli vakalarda kortizon tedavisine başvurulabilir. Altta yatan enfeksiyon varlığı durumunda antibiyotik tedavisi; vitamin eksikliği ise takviye ile giderilir. Kanser veya kemik iliği hastalıklarına bağlı purpura durumlarında ise hematoloji uzmanı tarafından detaylı bir tedavi süreci planlanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir