
Akut Koroner Sendrom Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Akut Koroner Sendrom (AKS), kalbi besleyen koroner arterlerde ani ve ciddi kan akışı azalması ya da tamamen tıkanması sonucu ortaya çıkan, acil müdahale gerektiren bir durumdur. Bu sendrom, kalp kasının yeterince oksijen alamaması ile sonuçlanarak miyokard hasarı ve ölüm riski doğurur. Kardiyolojide kritik acil durumlardan biri olan AKS, genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı ve terleme gibi belirtilerle kendini gösterir. Tanı ve tedavide zamanın önemi büyük olduğundan, “altın saat” olarak adlandırılan ilk 90 dakikalık süreçte müdahale edilmesi hastanın yaşam şansını önemli ölçüde artırır. Akut Koroner Sendrom, halk arasında “kalp krizi” olarak bilinen miyokard enfarktüsünün yanı sıra, kalp kasına zarar veren diğer ciddi durumları da kapsar.
Akut Koroner Sendrom Nedir?
Akut Koroner Sendrom, kalbin oksijen ihtiyacını karşılayan koroner arterlerde aniden kan akışının durması veya ciddi şekilde azalmasıyla meydana gelen acil bir kardiyolojik durumdur. Genelde bu durum, koroner arterlerdeki aterosklerotik plakların yırtılması, çatlaması ya da pıhtı ile tıkanması sonucunda gerçekleşir. Kan akışının bozulması, kalp kasının oksijensiz kalmasına ve kısa sürede hasar görmesine yol açar. AKS; ST elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI), ST elevasyonsuz miyokard enfarktüsü (NSTEMI) ve unstabil anjina olmak üzere üç ana formda görülmektedir. Her bir form da acil tanı ve tedavi gerektirir.
Akut Koroner Sendrom Neden Olur?
AKS’nin temel nedeni, koroner arterlerdeki kan akışını kısıtlayan ya da tamamen durduran bir olaydır. Bu nedenler genellikle aterosklerotik plak yırtılması ve pıhtı oluşumudur. Ancak başka mekanizmalar da duruma neden olabilir:
- Ateroskleroz: Damar duvarında kolesterol birikimi sonucu plak oluşumu ve plak yırtılması.
- Trombüs (pıhtı) oluşumu: Plak yırtıldıktan sonra pıhtının damarı tıkaması.
- Koroner arter spazmı: Damarın ani ve geçici daralması (özellikle stres veya soğuk hava etkisi sırasında).
- Endotel disfonksiyonu: Damar iç yüzeyinin işlevini yerine getirememesi sonucu kan akışının bozulması.
- Nadir nedenler: Damar iltihapları (vaskülit), travma, kokain kullanımı, doğumsal koroner anomaliler.
Akut Koroner Sendrom Belirtileri Nelerdir?
AKS’nin belirtileri, kalp kasının oksijensiz kalmasıyla ortaya çıkar ve genellikle ani bir başlangıç gösterir. Semptomlar, duruma ve hastanın genel sağlık durumuna göre farklılık gösterse de, genellikle göğüs bölgesinde baskı, yanma veya sıkışma hissi ile karakterizedir. Belirtiler çoğu zaman fiziksel aktivite, yoğun stres veya dinlenme sırasında bile başlayabilir.
- Göğüs ağrısı: Genellikle 20 dakikadan fazla süren, sıkıştırıcı, yanıcı veya baskı tarzında; göğüs ortasında başlayarak kola, boyuna, çeneye ve sırta yayılabilir.
- Nefes darlığı: Kalp kasının pompalama gücü azaldıkça akciğerde sıvı birikir.
- Soğuk terleme ve halsizlik: Ani tansiyon düşmesiyle meydana gelir.
- Bulantı-kusma: Özellikle alt duvar enfarktüslerinde sıkça görülür.
- Baş dönmesi, bayılma: Beyne giden kan akışının azalması sonucu ortaya çıkar.
- Anksiyete ve ölüm korkusu: Vücudun akut stres tepkisi.
- Atipik belirtiler: Özellikle yaşlı, diyabetik ve kadın hastalarda yalnızca yorgunluk, mide yanması veya sırt ağrısı şeklinde olabilir.
Akut Koroner Sendrom Çeşitleri Nelerdir?
Akut Koroner Sendrom, klinik tablo ve EKG bulgularına göre üç ana formda sınıflandırılmaktadır. Her biri farklı aciliyet derecelerine ve tedavi yaklaşımlarına sahiptir:
- ST Elevasyonlu Miyokard Enfarktüsü (STEMI): Kalp kasını besleyen koroner arterin ani ve tam tıkanması ile oluşur. EKG’de ST segmentinde belirgin yükselme gözlemlenir. Acil olarak pıhtının eritilmesi veya mekanik olarak alınması gerekmektedir.
- ST Elevasyonsuz Miyokard Enfarktüsü (NSTEMI): Koroner arterde kısmi tıkanma mevcut olup, ST segmenti normal ya da hafif depresyon gösterir. Kalp kasında belirgin hasar mevcuttur ve kan testlerinde troponin yüksekliği ile anlaşılır.
- Unstabil Anjina: Dinlenme esnasında veya giderek artan eforla ortaya çıkan göğüs ağrısıdır. Troponin değerleri normaldir, ancak damar tıkanıklığı ilerleme eğilimindedir ve STEMI’ye dönüşebilir.
Akut Koroner Sendrom Risk Faktörleri Nelerdir?
AKS gelişiminde hem değiştirilebilir hem de değiştirilemez risk faktörleri etkilidir. Hastalık için dikkate alınması gereken risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır:
- Yüksek kolesterol
- Hipertansiyon
- Diyabet
- Obezite ve fiziksel hareketsizlik
- Dengesiz beslenme, aşırı tuz ve doymuş yağ tüketimi
- Stres ve depresyon
- İleri yaş
- Cinsiyet
- Ailede erken yaşta kalp hastalığı hikayesi
- Genetik yatkınlık
Akut Koroner Sendrom Tanısı Nasıl Konur?
Tanıda klinik öykü, fizik muayene, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri birlikte dikkate alınır. Tanı koymadaki kullanılan yöntemler şu şekildedir:
- Elektrokardiyografi (EKG): ST segment değişiklikleri ve Q dalgası varlığı kontrol edilir.
- Kan testleri: Troponin ve CK-MB gibi kalp kası enzimlerinin ölçümü yapılır.
- Ekokardiyografi: Kalbin pompa gücü ve duvar hareket bozuklukları incelenir.
- Koroner anjiyografi: Tıkalı damarın yerini ve derecesini gösterir.
- Göğüs röntgeni: Eşlik eden kalp yetmezliği veya diğer göğüs hastalıklarını değerlendirmek için kullanılır.
Akut Koroner Sendrom Tedavisi
Tedavi, tıkanıklığı açmak ve kalp kasına yeniden kan akışını sağlamak üzerine odaklanmaktadır. Oksijen satürasyonu düşükse oksijen desteği sağlanır. Ağrı kontrolü tedavisi uygulanır. Ayrıca aşağıdaki yöntemler de tedavi için tercih edilebilir:
- Primer perkütan koroner girişim (anjiyoplasti + stent): STEMI’de ilk tercih edilen yöntemdir.
- Trombolitik tedavi: Anjiyografi yapılma imkanı yoksa pıhtı eritici ilaçlar kullanılır.
Akut Koroner Sendrom, kalp damar hastalıklarının en acil ve hayati önem taşıyan durumlarından biridir. Erken tanı ve hızlı müdahale, kalp kası hasarını en az düzeye indirerek hem yaşam süresini hem de yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, soğuk terleme veya ani yorgunluk gibi belirti ve semptomlar ortaya çıktığında vakit kaybetmeden acil sağlık hizmetine başvurmak, ölümcül sonuçları engellemenin en etkili yoludur. Risk faktörlerinin bilincinde olmak, düzenli kardiyolojik kontroller yaptırmak, sağlıklı beslenmek ve aktif bir yaşam tarzı benimsemek, bu sendromun yanı sıra diğer kardiyovasküler hastalıkların önlenmesinde kritik rol oynar.
Son güncellenme tarihi: 08 Ekim 2025
Yayınlanma tarihi: 08 Ekim 2025