
Domuz Gribi Nedir ve Belirtileri Nelerdir?
Domuz gribi, 2009 yılında Meksika’da ortaya çıkan ve hızla dünya genelinde yayılan, viral bir enfeksiyon olan bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Domuzların da enfekte olabileceği bir solunum yolu hastalığına benzemesi nedeniyle bu isimle anılmaktadır. Bu virüs, hem domuzları hem kuşları hem de insanları enfekte eden çeşitli influenza virüslerini içermektedir. 2009’daki H1N1 salgını, milyonlarca insanı etkisi altına almıştır. Bugün, yıllık grip aşısı ile H1N1’e karşı korunmak mümkündür.
Domuz Gribi (H1N1 Virüsü) Nedir?
H1N1 grip virüsü, Influenza A’nın bir alt türüdür ve domuz gribi olarak adlandırılır, çünkü bu virüs domuzlarda görülen grip virüsüne benzer. Bu virüs, domuzlarda solunum yolu hastalıklarına yol açmaktadır. H1N1 ise insanlarda meydana gelen bir solunum yolu enfeksiyonudur. İnsanlar bu virüsü, enfekte bireylerin hava yoluyla yayılan damlacıkları soluyarak ya da vücut sıvılarıyla temasta bulunarak kapabilir. Özellikle çocuklar, genç yetişkinler, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler H1N1’e karşı daha hassastır.
Domuz Gribi (H1N1) Belirtileri Nelerdir?
H1N1 virüsü, üst ve alt solunum yollarında enfeksiyona yol açar. Semptomlar mevsimsel gripte görülenlere benzemekte olup, virüse maruz kaldıktan sonra yaklaşık bir ila üç gün içinde ortaya çıkabilir. Domuz gribi belirtileri şunlardır:
Bebeklerde ve çocuklarda belirtiler farklı olabilir. Eğer bebeğinizde veya çocuğunuzda aşağıdaki semptomlardan herhangi biri mevcutsa doktorunuza başvurmalısınız:
- Nefes alma zorluğu
- Uyanmada güçlük
- Yeterli sıvı alımında azalma
- Ateş ile birlikte döküntü
- Bilinç bulanıklığı veya karışıklık
Domuz gribi yaşayan her birey, H1N1 semptomlarının tümünü yaşamayabilir. Bazı kişilerde belirtiler hafif olabilirken, bu hastalık zatürre, solunum yetmezliği ve hatta ölüm gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden bu tarz belirtiler yaşıyorsanız doktora gitmeniz önemlidir.
Domuz Gribi (H1N1) Neden Olur?
H1N1 gibi grip virüsleri, burun, boğaz ve akciğerlerdeki hücreleri enfekte eder. Hastalık, virüs taşımakta olan birinin öksürmesi, hapşırması, nefes alması ya da konuşması sırasında havaya yayılan damlacıklar yoluyla yayılır. Kirli damlacıkları soluduğunuzda virüs vücudunuza girer. Ayrıca enfekte bir yüzeye dokunduktan sonra gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza dokunarak da virüsü kapabilirsiniz. Virüs taşıyan kişiler, semptomlar ortaya çıkmadan yaklaşık bir gün önce virüsü yaymaya başlayıp, semptomların başlamasından sonraki yaklaşık dört gün boyunca bunu sürdürebilir.
Domuz Gribi Bulaşıcı Mıdır?
Domuz gribi (H1N1), bulaşıcı bir hastalıktır ve kişiden kişiye geçiş gösterebilir. Çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler, virüsü daha uzun süre yayma eğilimindedir. H1N1 ve diğer grip virüslerine yakalanma veya bunların komplikasyonları ile karşılaşma riskini artıran bazı etkenler şunlardır:
- 2 yaş altındaki çocuklarda ve 65 yaş üstündeki yetişkinlerde grip daha ciddi sonuçlar doğurabilir.
- Huzurevleri ve kışlalar gibi toplu yaşam alanlarında bulunan veya çalışan kişiler grip açısından yüksek risk altındadır. Hastanede kalan bireyler de risk altındadır.
- Uzun süreli steroid kullanımı, organ nakli geçirmiş olma, kanser tedavisi görmek veya HIV/AIDS gibi durumlar bağışıklık sistemini zayıflatabilir; bu da grip kapmayı kolaylaştırabilir ve komplikasyon olasılığını artırabilir.
- Kronik hastalıklar, grip komplikasyonları açısından riski artırabilir. Bunlar arasında astım, diğer akciğer hastalıkları, diyabet, kalp hastalığı ve sinir sistemi hastalıkları yer alır.
- Hamile kadınlar, özellikle ikinci ve üçüncü trimesterde, grip komplikasyonları için daha yüksek risk taşır. Bu risk, doğum sonrası iki haftaya kadar devam eder.
- Vücut kitle indeksi (VKİ) 40 veya üzeri olan kişilerde grip komplikasyonları riski artar.
Domuz Gribi Nasıl Teşhis Edilir?
Hekiminiz, grip belirtilerini değerlendirmek amacıyla fiziksel bir muayene gerçekleştirebilir ve H1N1 gibi grip virüslerinin tespit edilmesi için test talep edebilir. Grip teşhisi için çeşitli testler mevcuttur. Ancak grip tanısı konmak adına her bireyin test edilmesine gerek yoktur; çoğu durumda grip olup olmadığınızı bilmek tedavi planınızı değiştirmeyebilir. Ancak grip kaynaklı komplikasyonlar açısından yüksek risk taşıyorsanız veya risk altındaki biriyle yaşıyorsanız test isteyebilirler. Ayrıca, testler semptomlarınızın nedenini belirlemek için de yapılabilir. Özellikle aşağıdaki durumlarda doktorlar test isteyebilir:
- Kalp yetmezliği veya kalp kası iltihabı gibi kalp problemleri
- Astım veya zatürre gibi solunum ve akciğer problemleri
- Ensefalopati veya ensefalit gibi beyin ve sinir sistemi sorunları
- Septik şok veya organ yetmezliği
- Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) adı verilen test, grip olup olmadığınızı tespit etmek için kullanılabilir. Bu test, diğer test türlerinden daha hassastır ve grip virüsünü tanıyabilir.
Domuz Gribi Aşısı
H1N1 virüsüne karşı koruma sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir aşıdır. 2009 yılında baş gösteren H1N1 salgınının ardından dünya genelinde bu virüse karşı aşı üretimi hız kazanmıştır. Aşının ana hedefi, virüsle enfekte olma riskini azaltmak ve domuz gribinin yol açabileceği ciddi komplikasyonları önlemektir. Domuz gribi aşısı inaktive veya zayıflatılmış H1N1 virüslerini içerebilir. Bu virüslerle karşılaşan vücut, bağışıklık sistemini uyarır ve virüse karşı antikor üretir, böylece gerçek virüsle temasta daha hızlı bir yanıt verir. Aşının etkinliği genellikle %60 ile %90 arasında değişiklik gösterirken, bireyler arasında farklılıklar olabilir. Domuz gribi aşısı, yüksek risk grubundaki bireyler için önerilmektedir. Yüksek risk grubundakiler şunlardır:
- 6 ay ve üzeri çocuklar
- Hamile kadınlar
- Astım, diyabet, kalp hastalıkları gibi kronik sağlık problemleri olan kişiler
- 65 yaş ve üzeri yetişkinler
- Sağlık çalışanları
Bağışıklık sistemleri zayıf olanların da aşılanması önemlidir. Aşı, enfeksiyon riskini azaltarak komplikasyonların önüne geçebilir. Domuz gribi aşısı genel olarak iyi tolere edilir ve ciddi yan etkileri nadirdir. En sık rastlanan yan etkiler arasında enjeksiyon yerinde ağrı, hafif ateş ve baş ağrısı olmaktadır. Bu yan etkiler genellikle geçici olur. Yine de aşı sonrası nadir görülen alerjik reaksiyonlar gibi durumların izlenmesi önemlidir.
Son güncellenme tarihi: 30 Eylül 2024
Yayınlanma tarihi: 30 Eylül 2024