Embolizasyon Tekniği | Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi
Kanser tedavisindeki yeniliklerle birlikte, radyolojinin uygulamalı dalı olan Girişimsel Radyoloji de hızla gelişim gösteriyor.
Kanser tedavisindeki yeniliklerin yanı sıra, Girişimsel Radyoloji artık minimal invaziv cerrahi yöntemleri arasında bağımsız bir uzmanlık alanı olarak tanınıyor. Radyoembolizasyon tedavisi buna bir örnek teşkil etmekte ve tümörlere adeta geçit vermemektedir. Anadolu Sağlık Merkezi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Murat Dökdök, bu yöntemin hastaların yaşam sürelerini uzattığına işaret ediyor ve ilgi çekici bilgileri bu makalede paylaşıyor.
Embolizasyon: Karaciğer Onunla Tertemiz!
Embolizasyon, “damarın tıkanmasının” tanımını taşımaktadır. Girişimsel radyolojinin tedavi yöntemlerinden biri olan bu teknik, anjiyografik yöntemle damar yolu ile hedef organa ulaşarak tümörlerin ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Bu yöntem birçok kanser türünde uygulanabilse de, şu anda en etkili şekilde uygulandığı organ karaciğerdir. Karaciğer, kanserin en sık yayıldığı bölge olup kritik bir organ konumundadır. Embolizasyon, sadece karaciğere sıçrayan metastazlar için değil, karaciğer dokusundan kaynaklanan tümörler için de uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra akciğer tümörleri ve böbrek tümörleri gibi durumlarda kanama durumlarında da kullanılabilmektedir.
Embolizasyon Nasıl Yapılır?
Embolizasyon işlemi anjiyografik bir yöntem olup, kasıktan veya bazen koldan bir kateter aracılığıyla önce hedef organ damarlarına, ardından hastalıklı damarlara ulaşılmaktadır. Daha sonra hastalıklı damarlara, damarı tıkayıcı maddeler verilmektedir. Bu işlemin süresi hastanın durumuna göre değişiklik göstermekle birlikte genellikle yaklaşık bir saat sürmektedir. Karaciğer kanserinde, cerrahi müdahale hastanın yaşam süresini uzatabilmektedir. Ancak tümörün boyutu, yeri ve hastanın genel durumu cerrahiyi zorlaştırıyorsa, embolizasyon tedavisi tercih edilebilmektedir.
Radyoembolizasyon Nedir?
Radyoembolizasyon, diğer embolizasyon türleri gibi anjiyografi eşliğinde uygulanır. Bu yöntemde, tümör damar yataklarına radyoaktif izotop ile yüklü mikrokürecikler verilmektedir. Yani, vücudun içinde ‘radyoterapi’ uygulanmış olmaktadır. Bu yöntemin dışarıdan verilen radyoterapiye göre avantajı, karaciğerin belirli bir bölgesine yoğun dozda radyasyon uygulayarak komşu dokulara zarar vermemesi ve hasta için yatış gerektirmemesidir.
Embolizasyonda Yeni Yöntemler
Kadınlarda selim rahim urları (miyom) ve erkeklerde prostat büyümesi gibi ciddi sağlık sorunları arasında embolizasyon tedavisinin kullanılması giderek yaygınlaşmaktadır. Kadınların yaklaşık üçte biri hayatları boyunca rahim alma ameliyatı geçirirken, miyomlar bu durumun en sık nedeni olmaktadır. Yapılan kontrollü çalışmalarda, embolizasyon ile miyom tedavisi gören hastalarda iyileşme ve ağrı miktarının cerrahiden daha az olduğu, ayrıca başarı oranının ameliyatlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Bağırsak sisteminden kaynaklanan ve karaciğere sıçrayan metastazların teşhis edildiği dönemde, hastaların yaklaşık yüzde 30’unda metastatik bulgular gözlemlenmektedir. Karaciğerdeki metastazların cerrahi olarak çıkarılması, hastanın yaşam süresini uzatabilmektedir; ancak hastaların yalnızca yüzde 15-20’si cerrahi çıkarım için uygun olduğu için, embolizasyon gibi minimal cerrahi yöntemler devreye girmektedir. Bu tedavi yöntemlerinde yaklaşık yüzde 90 oranında tümör cevabı elde edilmektedir, bu sayede hastaların yaşam süreleri ve kaliteleri arttırılmaktadır.
Tümörler Yaşamak için Kılık Değiştiriyor
Tümör hücreleri, virüsler gibi her yıl farklı şekillere girebiliyor. İlk ortaya çıkan tümör hücreleri yayılma sırasında şekil değiştirirken, zamanla aynı dokudaki tümör hücreleri farklı genetik yapılar kazanabiliyor. Bu durum, tedavi süreçlerini zorlaştıran etmenlerden biridir ve radyoembolizasyon, burada güçlü bir tedavi seçeneği sunmaktadır. Tıp dünyası, tümörlerin bu şekil değiştirme yeteneklerini çözmeye çalışmaktadır.
