Sağlıklı Beslenme

Glutatyon Nedir? Faydaları ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Glutatyon tedavisi, vücudumuzun antioksidan kapasitesini artırarak hastalıklara karşı daha dirençli hale gelmemizi sağlıyor.

Glutatyon Nedir, Nelere İyi Gelir?

Vücudumuzun doğal olarak ürettiği temel antioksidan olan glutatyon, yaşlanma, kanser, kalp-damar hastalıkları, demans ve birçok başka hastalığın önlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Glutatyon miktarı vücutta azaldığında, hastalıklara karşı korunmak zorlaşmaktadır.

Vücudumuzun ana antioksidanı olarak glutatyon, hücrelerimize ve DNA’mıza zarar veren serbest radikalleri toplayarak karaciğere taşır. Burada kendini yenileyerek tekrar görevine döner. Bu işlevi sayesinde, vücudumuzdaki tüm hücreler sağlıklı bir şekilde çalışabilmektedir. Özellikle mitokondrilerin düzenli çalışması, toksinlerin atılması ve hücresel enerji üretiminde önemli bir rol oynamaktadır. Hastalıklardan korunmak ve sağlıklı bir yaşam sürmek için vücudumuzun doğal olarak ürettiği glutatyon büyük önem taşır.

Glutatyon Tedavisi Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

  • Yaşlanma
  • Kanser
  • Kalp-damar hastalıkları
  • Bunama (demans)
  • Birçok kronik/dejeneratif hastalık

Glutatyon Eksikliğinin Sebepleri

Glutatyon, yaşlanmayla birlikte vücutta üretimi ve miktarı azalan bir antioksidandır. Ayrıca aşağıdaki faktörler de glutatyon üretimini önemli ölçüde azaltmaktadır:

  • Sağlıksız ve yetersiz beslenme
  • Stres
  • Vücutta biriken toksinler
  • Ağır metaller
  • Yapay tatlandırıcılar
  • Gıdalarda bulunan tarım ilaçları
  • Mutfak malzemeleri (teflon tava gibi)
  • Temizlik ürünleri (deterjan, yumuşatıcılar vb.)

Glutatyon Düzeyleri Nasıl Arttırılır?

Pek çok araştırma, glutatyonun kas hasarını azalttığını, iyileşme süresini kısalttığını ve kas üretimini artırdığını göstermektedir. Bu molekül, vücudumuza zarar veren ağır metallerin toksik etkilerinden koruyarak bağışıklık sistemimizi güçlendirmektedir. Bu nedenle glutatyon seviyesinin yeterli olması oldukça önemlidir. Peki, bu seviyeyi nasıl artırabiliriz?

  • Oksidatif hasar artışını göstermesi amacıyla cilt AGE ölçümü, özel ultrasonik cihazlarla yapılabilir.
  • Antioksidan kapasitesi için süperoksit dismutaz ve katalaz enzimleri ölçülür.
  • Glutatyon düzeyleri; intravenöz glutatyon, multivitamin ve alfa-lipoik asit ile artırılabilir.

Glutatyon Düzeyini Arttırma Yolları

  1. Besinlerle

Glutatyon üretimini artıran birçok sağlıklı besin bulunmaktadır. Sarımsak, soğan, brokoli, lahanagiller, su teresi, karnabahar, brüksel lahanası ve şalgam bunlar arasındadır.

  1. Zararlı maddelerin vücuttan atılmasını destekleyerek

Vücuda zarar verebilecek maddelerin atımını desteklemek için Folat, B6 ve B12 vitamini takviyeleriyle glutatyon düzeyleri artırılabilir.

  1. Karaciğer fonksiyonlarını güçlendirerek

Karaciğeri koruyucu ve yenileyici özelliği ile bilinen milk thistle (silymarin) ve α-lipoik asit, glutatyon düzeylerini artırmaktadır. C vitamini, kırmızı kan hücrelerinde ve lenfositlerde glutatyon seviyesini yükseltirken, E vitamini (karma tokoferol formunda) glutatyon ile birlikte çalışan önemli bir antioksidandır. Glutatyonun geri dönüşümüne yardımcı olur.

  1. Düzenli egzersiz yaparak

Fiziksel aktivite, glutatyon düzeylerinin artmasına yardımcı olur. Haftada en az üç gün, günde 30 dakikalık yoğun egzersiz, vücudun antioksidan savunmasını artırır.

  1. Ağız veya damar yoluyla glutatyon vererek

Damar yoluyla glutatyon (intravenöz) uygulaması, şiddetli glutatyon eksikliği olan kanser tedavisi ve HIV/AIDS gibi durumlarda veya genetik mutasyonlar sonucu glutatyon üretiminde zorluk çeken kişilerde tercih edilir. Uygulama, hastanın sağlık durumuna göre haftalık veya günlük olarak düzenli şekilde yapılır. Ağrısızdır ve işlemin tamamlanması 10-15 dakika sürer.

Glutatyon Tedavisinin Faydaları Nelerdir?

Avrupa ve ABD’de yaygın bir uygulama alanı bulan intravenöz glutatyon tedavisi, sağladığı sonuçlarla dikkat çekmektedir:

1- Bağışıklık sistemini destekleyerek güçlendirir.

2- Hücresel gençleştirme (anti-aging etkisi) ile yaşlanmayı geciktirir.

3- Toksinlerden arındırır.

4- Tümör gelişimini önleyerek kanserden korur.

5- Kemoterapi gören kanser hastalarının yaşam kalitesinde önemli bir iyileşme sağlar.

6- Cilt kırışıklıklarını önler ve cilt renginde aydınlama sağlar.

7- Radyoterapi alan hastalarda yan etkileri azaltır.

8- İleri yaş ve/veya romatizmal hastalıklarda, kas-iskelet sistemi yapı ve fonksiyonlarında olumlu gelişmeler sağlar.

9- Sporcular ve artrit hastalarında eklem fonksiyonlarını ve yapısını destekler.

10- Kronik halsizlik, yorgunluk ve çabuk yorulma gibi sorunları olan hastalarda kısa sürede ve önemli ölçüde iyileşme sağlar.

11- Hipertansiyon, diyabet ve tiroid hastalığı gibi birçok kronik hastalıkta, hastalığın ilerlemesinin önlenmesine yardımcı tedavi yöntemi olarak kullanılır.

12- Kronik organ yetmezliği olan hastalarda (kalp, akciğer, karaciğer ve böbrek yetmezlikleri) yaşam kalitesinde ve işlevsellikte anlamlı iyileşmeler sağlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir