
Kanser Hakkında Yanlış Bilinen Gerçekler
Günümüzdeki en büyük sağlık sorunu: Kanser. İnsanlara bu kadar derin bir sorun yaratmasının sebebi, hakkında yeterince bilgi sahibi olmamamız. Araştırmalar bu bilgi açığını kapamaya çalışsa da, toplumda kanserle ilgili yanlış bilgilere dair farkındalık oluşturmak oldukça zor.
İşte kanser ile ilgili yaygın olarak bilinen 11 yanlış bilgi.
1- Stres ve üzüntü kanseri tetikler.
Stres ve üzüntünün kansere neden olduğunu gösteren kesin bir araştırma bulunmamaktadır. Bağışıklık sistemi kanserin gelişiminde ve tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Ancak, pozitif düşünmenin kanseri yeneceği ya da depresyon ve stresin bazı kanser türlerinde artışa yol açtığına dair bilimsel bir kanıt yoktur.
2- Biyopsi kanseri yaygınlaştırır.
Biyopsiler, hastalığın teşhisi ve tedavi planlaması için gereklidir. Hastalar, biyopsi sonrası kanserin yayılabileceğinden korksalar da bu korkuları destekleyen bilimsel veriler yoktur. Cerrahi ve iğne biyopsileri kanserin yayılmasına ya da durumun kötüleşmesine neden olmaz. Günümüzde, cerrahi tedavi teknikleri ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
3- Saç boyaları ve parfümler kanser yapar.
Toksik maddelerin hücrelerimiz üzerinde olumsuz etkileri olduğu bilinmektedir. Ancak, saç boyaları ve deodorantlar gibi kozmetik ürünlerin belirli kanser türleri ile ilişkisini gösteren bir kanıt yoktur. Sigara ve bazı sanayi ürünleri kanser riskini artırırken, ticari kozmetik ürünlerin kanserle ilişkisi bilimsel olarak ispatlanmamıştır.
4- Kanser hastaları mutlaka yataklı tedavi gerektirir.
Kanser tedavisi sıklıkla uzun bir süreçtir. Kanser cerrahisi sonrası hastaların hastanede kalma sürelerini minimumda tutmak hedeflenmektedir. Son yıllarda iyileşme süreci hızlanmış, birçok tedavi evde uygulanabilmektedir. Radyoterapi ve kemoterapi hastaneye yatmadan da sürdürülebilmektedir.
5- Kanser sonrası iş yaşamına dönmek imkansızdır.
Günümüzde birçok kanser hastası, tedavi sonrasında yaşam beklentisi yaşıtlarıyla eşitlenmektedir. Özellikle erken evrede yakalanan meme kanseri hastalarında hastalığın tekrar etme olasılığı oldukça azdır. Ayrıca, yeni geliştirilen ağızdan alınan ilaçlar sayesinde hastalar, günlük hayatlarını kısıtlamadan işlerine dönebilirler.
6- Kanser tedavisi için yurt dışına gitmek gereklidir.
Türkiye’deki kaliteli kanser merkezlerinde, dünya standartlarına uygun tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bazı yurt dışı hastaları, tedavi için Türkiye’yi tercih etmektedir. Ayrıca Türkiye’deki bazı merkezler uluslararası klinik araştırmalarda yer almakta ve hastaların yeni tedavi yöntemlerinden yararlanmasına olanak tanımaktadır.
7- Kanser hastalarının çocukları da kanser olur.
Bazı kanser çeşitlerinin kalıtsal olduğunu biliyoruz. Ancak meme kanserinin yalnızca yüzde 5-8’i kalıtımsaldır. Ebeveynlerin kanser hastası olması, çocukların da kanser olacağı anlamına gelmez.
8- Pozitif düşünerek kanseri yenmek mümkündür.
Pozitif düşünmek kanser tedavisinde önemli bir faktördür ancak tek başına yeterli değildir. Hastanın hem fiziksel hem de ruhsal sağlığının korunması gerekmektedir. Psikolojik iyilik hali tedavi sonuçlarını önemli ölçüde etkiler.
9- Kanser tanısı hastaya bildirilmemelidir.
Hastaların tanı bilgilerini gizlemek, sadece yanlış bir yaklaşımdır. Hasta, tedavi seçenekleri ve kararlar konusunda bilgilendirilmelidir. Bilgi sahibi olmadan karar vermesi beklenemez.
10- Cerrahi müdahaleden sonra kanser yayılır.
Cerrahinin birçok kanser türünde en etkili tedavi yöntemi olduğu kanıtlanmıştır. Hastalıklı dokunun çıkarılması, hastanın yaşam süresini uzatır. Bu nedenle cerrahinin kanserin yayılmasına yol açtığına dair yaygın inanç yanlıştır.
11- Kanser bulaşıcı bir hastalıktır.
Kanser, enfeksiyon hastalıkları gibi bulaşıcı değildir. Kanserli bir hastayla yakın temas, risk oluşturmaz. Ancak bazı virüslerin neden olduğu kanser türleri mevcuttur, örneğin rahim ağzı kanseri, HPV ile ilişkilidir ve aşı ile bu risk azaltılmaktadır.
Son güncellenme tarihi: 11 Mayıs 2015
Yayınlanma tarihi: 05 Kasım 2015