Sağlıklı Beslenme

Tip 2 Diyabet Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Diyabet, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinir ve günümüzde ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkmaktadır. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun verilerine göre, 20-79 yaş grubundaki her 11 kişiden biri diyabet hastasıdır ve bu oranın 2045 yılına kadar 10’da 1’e çıkması beklenmektedir. Teşhis edilemeyen vakaların oldukça fazla olduğu diyabet, hastaların organlarını ve temel yaşam fonksiyonlarını etkileyerek yaşam kalitesini düşürür. Nadir türleri bulunsa da, toplumda diyabetin 2 ana tipi vardır. Tip 1 diyabet, genellikle çocukluk ve gençlik döneminde ortaya çıkan Juvenil Tip olarak da adlandırılır. Bu tipte, pankreasta insülin üreten beta hücrelerinde bir bozukluk söz konusudur. Tip 2 diyabet ise toplumda en yaygın görülen diyabet türüdür ve insülin üretimi mevcut olsa da, hücresel düzeyde kullanımında sorunlar görülmektedir.

Tip 2 Diyabet Nedir?

Diyabet, kanda dolaşan glukoz seviyesinin yüksekliği ile karakterize edilen bir metabolizma hastalığıdır. Pankreastan salgılanan insülin hormonu, vücuttaki glukoz metabolizmasını düzenler. Bu hormonun yetersiz veya hiç salgılanmaması diyabet gelişimine yol açmaktadır. İnsan vücudundaki hücrelerin en önemli enerji kaynağı glukozdur; beyin ise yalnızca glukoz kullanmaktadır. Besinlerle alınan karbonhidratlar, yağlar ve proteinler, glukoz, yağ asitleri ve amino asitler gibi yapı taşlarına ayrılarak dolaşım sistemine geçer. Glukozun hücrelere girebilmesi için dolaşım sisteminden geçmesi gerekir ve bu noktada insülin gerekli rolü üstlenir. Pankreastan insülin salgılanması azaldığında glukozun hücrelere girişi bozulur ve kandaki glukoz seviyesi yükselir. Ayrıca, diyabetin sadece yüksek kan şekeri ile sınırlı olduğunu düşünmek yanlıştır. Kanda yüksek oranda glukoz, kılcal damarlarda, organlarda ve sinirlerde birikerek birçok hastalığa yol açabilir.

Tip 2 Diyabet Belirtileri

Beslenme yoluyla kana geçen glukoz, insülin hormonu yetersizliğinde hücrelere giremez ve bu durum kan şekerinin yükselmesine neden olur. Kan şekerinin yükselmesine hiperglisemi denir. Hiperglisemi teşhisi, 8 saatlik açlığın ardından yapılan kan şekerinin 80-100 mg/dl olmasıyla belirlenir. Kandaki yüksek glukoz seviyeleri kontrol edilmezse, iç organlarda ciddi yapısal hasarlara yol açabilir. Diyabetin kan şekeri yüksekliğine bağlı belirtileri genellikle üç ana belirti ile tanımlanır:

  • Polidipsi (Aşırı susuzluk ve sıvı alımında belirgin artış)
  • Poliüri (Çok sık idrara çıkma)
  • Polifaji (Aşırı yemek yeme isteği)

Bunun yanı sıra, tip 2 diyabetes bağlı olarak sık görülebilecek diğer belirtiler arasında yorgunluk, ağız kuruluğu, aşırı acıkma, açlığa karşı tahammülsüzlük, ağızda aseton kokusu, istem dışı kilo kaybı sayılabilir. Göz merceğinden sıvı çekilmesine bağlı bulanık görme ve görme bozuklukları da gözlemlenebilir. Yüksek kan şekeri, sinirlerde hasara yol açarak ayak tabanları ve el ile ayaklarda hissizlik veya yanma, batma gibi nöropatik ağrılara neden olabilir. Ayrıca, yüksek kan şekeri nedeniyle yara iyileşmesi geriler ve geçmeyen yaralar, diyabet belirtisi olabilir.

Tip 2 Diyabet Nedenleri

Şeker hastalığı ile ilgili yapılan araştırmalar, genetik ve çevresel faktörlerin birlikte etkili olduğunu ortaya koymuştur. Tip 2 diyabette, vücutta insülin üretilmesine rağmen hücresel düzeyde insülinin kullanımında problemler yaşanır. Tip 2 diyabetin gelişiminde iki önemli faktör bulunur:

  • Beta hücrelerinden insülin üretimi, vücudun ihtiyacını karşılayamaz.
  • İnsülin direnci sebebiyle, hücrelerdeki bir mekanizma bozukluğu insülinin etkisini azaltır ve glukoz hücre içine giremez.

Ayrıca, tip 2 diyabet riskini artıran faktörler arasında şunlar bulunur:

  • Obezite (şişmanlık)
  • Ailede diyabet öyküsü
  • Yaşın ilerlemesi
  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Aşırı stres
  • Kadınlar için gebelikte hamilelik şekeri öyküsü veya ağır bebek doğurma hikayesi

Tip 2 Diyabet Diyeti

Diyabet tedavisinde ana hedef, kan şekeri kontrolünü sağlamaktır. Tüm tedavi yöntemlerinden önce sağlıklı yaşam ve beslenme alışkanlıkları edinilmesi, kan şekeri kontrolü için kritik bir adımdır. Diyabetli bireyler için düzenli ve dengeli beslenme çok önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasıyla birlikte, bu bilgilerin günlük hayata yansıdığı bir yaşam tarzı değişikliği gerekmektedir. Günlük beslenme düzeninde karbonhidrat, yağ ve protein miktarları iyi bir şekilde dengelenmelidir. Beslenme 3 ana öğün ve gerektiğinde ara öğünlerle planlanmalıdır. Ana öğünlerde, yogurt veya ayran gibi kalsiyumdan zengin kaynaklara yer verilmelidir. Bunun yanı sıra, beyaz ekmek yerine tam buğday veya çavdar ekmeği, beyaz pirinç yerine bulgur veya kepekli makarna gibi glisemik indeksi düşük besinler tercih edilmelidir.

Kaçınılması Gereken Yiyecekler

  • Doymuş yağlar: Yüksek yağ içeren süt ürünleri ve yağlı etler gibi yiyecekler, günlük alınan kalori miktarının %7’sini geçmemelidir.
  • Trans yağlar: İşlenmiş gıdalardaki ve margarinlerdeki trans yağlardan kaçınılmalıdır.
  • Kolesterol: Yüksek yağ içerikli süt ürünleri ve sakatat gibi yiyeceklerde bulunan kolesterol, günlük tüketim miktarı 300 mg’tan fazla olmamalıdır.
  • Tuz: Glukozun böbreklerden geri emiliminde rol oynayan tuz, günlük tüketim miktarı 1 çay kaşığını geçmemelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir