Kolon Kanseri Ameliyatlarında Tüp İleostomi Uygulaması
Bağırsak virüsünü taşıyan bireylerdeki yüksek ölüm oranları nedeniyle 1. Dünya Savaşı sırasında bir Amerikalı general “stoma”yı keşfetti. İşte bu, 100 yıllık hikayenin başlangıcını oluşturdu.
Bir Amerikalı generalin “stoma”yı keşfiyle başlayan bu yeni uygulama sayesinde, bağırsaklar karın duvarına yaklaştırılarak bir delikten (saptırıcı stoma) dışarı çıkarılmış ve besin atıkları için yeni bir çıkış alanı yaratılmıştır. Böylece atıklar, bağırsakların yaralı kısımlarına inmeden vücut dışına alınarak hastanın zehirlenmesinin önüne geçilmiştir. “Ostomi” adı verilen bu yöntem, günümüzde de kullanılmaktadır. Özellikle kolon kanseri tedavisinde hayati bir yöntem olarak öne çıkan ostominin tıptaki gelişimi bir asrı tamamlarken, günümüzde yenilikçi bakış açıları ile devam etmektedir. Anadolu Sağlık Merkezi Genel Cerrahi ve Kolorektal Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Vafi Atalay, bu yöntemi geliştirerek hastalar için daha konforlu bir tedavi süreci sunmuştur. Dr. Atalay’dan, sadece klasik tüp ileostomi yöntemini öğrenmiyor; ayrıca, cerrahi dünyasının uluslararası bilimsel dergisi Colorectal Disease’de yayımlanan, kendi geliştirdiği yöntemin kolon kanseri hastalarının yaşamında nasıl değişiklikler yarattığını da öğreniyoruz…
Hangi durumlarda ihtiyaç duyuluyor?
Kolon kanseri (kalın bağırsak) son yıllarda sıklığı artan kanser türlerinden biridir. Rakamlar, bunun dünyada en sık görülen 3. kanser olduğunu ve hem erkeklerde hem de kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını göstermektedir. Ancak erken evrelerinde tanı konulup tedaviye başlandığında, tedavisi en kolay kanserler arasındadır. Erken evrede tanı alıp tedavi görenlerde beş yıllık sağ kalım oranı %90 gibi oldukça yüksek bir seviyededir. Dışkılama düzeninin bozulması (ishal, kabız), kanama, dışkıda kan görülmesi, dışkılarken ağrı hissi, karın ağrısı ve şişlik gibi belirtilerle kendini gösteren kolon kanseri, genetik, yaş ve diyet gibi faktörlerle ilişkilidir. Birçok hastada cerrahi tedavilerle tümörlü kısımlar çıkarılırken, ameliyat bölgesi iyileşmeden hastanın doğal yollarla dışkılama yapması riskli hale gelir. İşte bu noktada ostomi yöntemi devreye girer. Kolon kanserinin yanı sıra, dışkılama yapmayı engelleyen rektum kanseri, travma, bağırsak hastalığı veya bazı doğum kusurlarında da bu yöntem kullanılmaktadır. Eğer cerrah, kalın bağırsağı karın yüzeyine getirerek buradan bir açıklık oluşturuyorsa (ağızlaştırma – stoma) bu işleme kolostomi denir; ince bağırsağı karın ön duvarına getiriyorsa da buna ileostomi adı verilir. Bağırsağın hortumla (dışkı toplamak için kullanılan ostomi torbası) bağlanması için oluşturulan stoma ile amaç, geçici veya kalıcı olarak bağırsaktaki içeriğin karın duvarındaki açıklık üzerinden dışarıya alınmasını sağlamaktır. Ameliyattan sonra iyileşme tamamlandığında ise, ikinci bir ameliyat ile bağırsak içeriği tekrar alınır ve karında oluşturulan stoma kapatılır.
Kolostomi ile yaşamak, başlıca psikolojik açıdan bir zorluk teşkil etmektedir. Küçük bir ıkınma veya öksürmede bağırsak dışarı çıkabilirken, bazen içeri de kaçabiliyor. Ayrıca, karın duvarındaki delik zaman içerisinde büyüyerek bir fıtığa dönüşebiliyor. Enfeksiyon riski ve stoma nedeniyle ciltte yanmalar da görülebilmektedir. Bu nedenle, stoma bakımı ve günlük temizliği zorlayıcı ve yıpratıcı olabiliyor. Stoma için kapatma zamanı geldiğinde ise yeniden hassas bir ameliyat gerekmektedir. İlerleyen zamanlarda bağırsaktan karın içine herhangi bir kaçak olmaması son derece önemlidir. Her ne kadar zorlukları olsa da, bu yöntemin bahsedilen hasta gruplarında, zorunlu durumlarda hayat kurtarıcı bir rol oynadığını unutmamalıyız.
Yeni yöntemin farkları neler?
Kolostomiye alternatif olarak 40 yıl önce karında açılan bölgeden içeriye bir tüp yerleştirme fikirleri üzerinde çalışılmıştır. “Tüp ileostomi” adı verilen bu yöntemle, hem bağırsağı dışarıya çıkarmamak hem de kalıcı olmasını engellemek hedeflenmiştir. Hatta bağırsağın içinde balon şişirerek kaçakların önlenmesi için uygulamalar da yapılmıştır. Ancak, bunlar zamanla bazı dönemlerde bilimsel yayınlarla desteklense de etkin olmamaları sebebiyle geniş bir kullanım alanı bulamamıştır.
Tüp ileostomi yöntemi nedir?
Geliştirilen yeni yöntemde farklı materyaller kullanılmaktadır. Bu materyal, hiç bükülmeyen ama hastanın oturma ve yatma gibi hareketlerini kısıtlamayan bir esnekliğe sahiptir; bu esneklik, içindeki özel bir spiral sayesinde sağlanmaktadır. İkinci en önemli farkı, şişirilen bir balon ve alt kısımdaki ameliyat bölgesine besin atıklarının olası geçişini engellemek için kullanılan özel bir manevra sistemidir. Bu, bağırsağın içinden geçirilen özel bir bant ile sağlanmakta ve böylece besin atıkları tüpün etrafından aşağıya inmiyor. Sadece 10 dakika süren bu ameliyattan sonra ikinci bir ameliyat gerekmemekte ve bağırsak dışarıda kalmamaktadır. Geçici torba kullanılacak her ameliyatta bu tüp kullanılabilir. Tüp, 2 hafta sonra ameliyat gerekmeksizin çıkarılır ve açılan delik 2-3 günde iyileşmektedir. Bu yöntem, birçok hastada uygulanmış ve her yaşta kullanılabilmektedir. Hastanın, evine torbasız gitmesi ise kuşkusuz en büyük konfordur…
Erken tanı önemli mi?
Dünyada en sık görülen 3. kanser olan kolon (kalın bağırsak) kanseri, erken tanı ile tedaviye başlandığında tedavisi en olası kanserler arasında yer almaktadır. Erken evrede tanı konup tedavi görenlerde beş yıllık sağ kalım oranı %90 gibi çok yüksek bir düzeydedir.
Son güncellenme tarihi: 23 Eylül 2021
Yayınlanma tarihi: 23 Eylül 2021
